Madencilikte Kanun Yeniden Yazılacak

Uzun izin prosedürleri, orman bedellerinin ödenemeyecek seviyede yüksek olması, kamu kurumları arasındaki farklı uygulamalar, ruhsat güvencesinin ortadan kalkması ile öngörülemez hale gelen yatırım süreçlerinden şikayetçi olan madencilik sektörüne, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın sıfırdan yeni bir maden kanunu çıkarılması konusunda attığı adım umut oldu.

Dün tüm dünyada madenciler günü olarak kutlandı. Sektörün bu anlamlı gününe yaklaşan süreçte Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı madencilik sektörüne yeni bir yasa kazandırma için düğmeye bastı. Madencilik sektöründen hazırlanacak yeni yasa için 15 Aralık tarihine kadar görüş isteyen Bakanlık, yeni kanun üzerindeki çalışmaları şubat ayı sonuna kadar tamamlamayı, 2020 yılının ilk çeyreğinde de sektörün sıfırdan yeni bir kanunla yoluna devam etmesini planlıyor.

Çok özel durumlar dışında ruhsat iptali olmamalı

Mevcut kanunun defalarca yapılan değişiklikler ve ilavelerle ‘yorgun düştüğünü’ dile getiren sektör temsilcileri, yeni kanunun sektörde bozulan yatırım ortamının yeniden oluşmasına zemin sağlamasını istiyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na sunacakları görüşlerin hazırlığı içinde bulunan sektör temsilcileri, 2020 yılında yeni kanunla yoluna devam etmeyi hedefliyor. Türkiye Madenciler Derneği Başkanı Ali Emiroğlu, mevcut maden kanununun çok sayıda yapılan değişikliklerle yorgun düştüğünü, yeni bir kanun konusunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın başlattığı süreci çok önemsediklerini söyledi.

“Bizim yeni kanundan öncelikle beklediğimiz ruhsat güvencesinin sağlanması” diyen Emiroğlu, “Ruhsat iptali çok özel durumlar dışında olmamalı” diye konuştu. İzin süreçlerinin öngörülebilir ve şeffaf olması, ruhsat bedeli ve devlet hakkının makul seviyelere çekilmesi gerektiğini ve yerel yönetimler ile valiliklere devlet hakkında pay ayrılması gerektiğini kaydeden Emiroğlu, beklentilerini şöyle sıraladı:

“Biz madenleri devlet adına işletiyoruz, Anayasanın 168. maddesi çerçevesinde. Buradan hareketle yürütücü anlamında bu işin patronu mutlaka Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olmalı ve diğer bakanlıklara koordinasyonu sağlamalı. İzinler dünyada da olduğu gibi ‘Tek Durak Ofis’ lerinde halledilmeli. ÇED sürecinde bütün izin süreçleri tamamlanmalı bu süreç aşıldıktan sonra da yeni bir takım yaptırım ve izin süreçleri getirilmemeli. Maden Kanunu yapıldıktan sonra çok sık değişmemeli. Maden gruplarına göre ayrı yönetmelikler çıkarılmalı ya da aynı yönetmelik içinde gruplar düzenlenmeli.”

Her maden grubuna ayrı yönetmelik

Altın Madencileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Yücel, sektöre sermaye girişini artıracak yeni bir kanuna ihtiyaç duyduklarını hem devletin hem yatırımcının taleplerini gözeten hem de yöre halkının taleplerine uygun bir kanun istediklerini belirtti. Yücel, “Madencilikte 5 grup var her gruba hitap edecek çerçeve bir kanun her bir gruba da ayrı yönetmelik olsun istiyoruz. Aynı elbiseyi herkese giydirince birisine dar diğerine bol geliyor. Taş ocaklarının, mermerin, kömürün, metal madenciliğinin talepleri farklı farklı” dedi. Yücel, “Kanundaki şartlar yerine getirildiğinde en geç 2 ay içinde izin taleplerine cevap verilmeli ki bir güven ortamı oluşsun. Özellikle metal madenciliğinde yatırımların gerçekleştirilebilmesi için 100-200 milyon dolar finans bulmanız gerekir. Orman izin bedellerinde Kanada da bir hektara 17 lira ödenirken biz 38-40 bin lira ödüyoruz. 2300 kat fazla” dedi.

Maden arazisi tanımı getirilmeli

Maden Jeologları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Şentürk, 3213 sayılı Kanunun, geçen 34 yılda, hemen hemen her iki yılda bir yapılan değişikliklerle temelinden uzaklaştığını, revizyon yapılması yerine, yeni bir Kanunun yazılmasından yana olduklarını belirterek, şunları söyledi: “Ruhsat Hukuku ile ilgili temel hususların düzenlendiği, gelir amaçlı kuruluşların ruhsat hukukuna dahil edildiği, madenciliğin arama ve işletme aşamalarının her ikisinin de ekonomik faaliyet kabul edildiği, aramaların kamu yararına faaliyet olarak ifade edildiği, ‘Maden Arazisi’ tanımının getirildiği, insan kaynağında liyakat sisteminin kurumsal olarak yer aldığı bir kanun yapılmasını öneriyoruz.”

Cezalara değil, uyarı sistemine dayalı bir kanun olmalı

Cezalara dayalı değil uyarı sistemine dayalı yeni bir kanun yapılmasından yana olduklarını belirten İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Aydın Dinçer, ikinci önceliklerinin ruhsat iptallerinin zorlaştırılması yani ruhsat güvencesi sağlanması olduğunu söyledi. Dinçer, “Çok çeşitli maden olması nedeniyle farklı uygulamalara ihtiyaç var. Farklı grup madenlere aynı uygulama uygun değil. Teşvikler olmalı, madencilik sektörünün en önemli gideri akaryakıt ve elektrik, madeni çıkarabilmek bunlar üzerine kurulu. Diğer sektörlere de hammadde sağlıyor, uç ürüne dönmesinde de, işlenip satılmasında da enerji maliyetlerini yükse olması rekabet edebilmemizi sınırlayabiliyor. O nedenle enerji maliyetlerinde ÖTV’den muafiyet önemli. Madencilik sektörüne bu tür teşviklerin kanuna konularak sektörün desteklenmesi gerekiyor” diye konuştu.

Maden kazalarında son 2 yılda %58’lik bir düşüş sağladık

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, işçilerin güvenliğine yönelik alınan tedbirlerle maden kazalarının son 2 yılda yüzde 58 azaldığını belirtti. 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında 81 ilden gelen madencilerle görüşen Dönmez, Türkiye’deki madenleri renk gruplarına göre az riskli, riskli ve çok riskli olmak üzere 3 sınıfa ayırdıklarına işaret ederek, “Az riskli gruptaki madenlerimizi yılda en az bir, riskli grupta yer alan madenlerimizi yılda en az 2 ve çok riskli gruptaki madenlerimizi ise yılda en az 4 kez denetliyoruz. Madenlerimizde 2019’da toplam 7 bin 960 denetim gerçekleştirdik” diye konuştu. Dönmez, “Madencilerimizin güvenliği konusunda aldığımız tedbirlerle hedefimiz kazaları sıfırlamak” dedi.

Kaynak: Canan Sakarya – https://www.dunya.com/

Benzer Haberler